İstanbul’da İkinci Dalga İBB Operasyonu: Hukuk Gölgelendi, Siyasi Talimatlar Ön Plana Çıktı

İstanbul’da yaşanan son gelişmeler, yerel yönetimde hukukun yerine siyasi talimatların ön plana çıktığı bir tablo ortaya koyuyor. Özellikle kaçak yapılaşmayla mücadele eden, kamu yararını savunan ve Kanal İstanbul projesine karşı çıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kadroları, yargı süreciyle hedef gösterildi. Bu durum, İstanbul’u olası bir depremden koruyabilecek ve İstanbul’a “ihanet” olarak görülen rant projelerine karşı durabilecek değerli kadroların cezaevine gönderilmesi endişesini de beraberinde getiriyor.

Kaçak Yapılarla Mücadele Edenler ve Kamu Yararını Savunanlar Hedefte

Son operasyonlarda, İBB’de görevli ve kaçak yapılaşmayla mücadele eden, kamu yararını ön planda tutan birçok kişi hakkında gözaltı kararı çıktı. Bu durum, İstanbul’un deprem riskine karşı alınması gereken önlemlerin ve şehir planlamasının önündeki en büyük engellerden biri olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu tür operasyonların, şehirdeki yapı güvenliğinin zayıflamasına ve deprem riskinin artmasına yol açabileceği uyarısında bulunuyorlar.

İBB Kadrolarına Yönelik Operasyonlar: Muhalefetle Mücadele Mi?

İBB’nin halkçı kadrolarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, suçla değil, muhalefetle ve yerel iradeyle mücadele olarak nitelendiriliyor. İktidarla örtüşmeyen, İstanbul’un rantına ortak olmayan ve farklı görüşleri savunan kişilerin hedef alınması, yerel yönetim anlayışına ve demokratik süreçlere zarar verme potansiyeli taşıyor.

Ailelere Uzanan Yaklaşım: Demokrasi ve Hukuk İlkeleri Göz Ardı Ediliyor

Operasyonların ailelere kadar uzanması, demokrasiye, hukuka ve insana saygının tamamen rafa kalktığını gösteriyor. Bu durum, yargı bağımsızlığının sorgulanmasına ve hukukun üstünlüğünün zedelenmesine neden oluyor.

“Cadı Avı” İddiası: Hukukun Yerine Siyasi Hesaplaşma Yapılıyor Mu?

Yaşanan gelişmeler, “cadı avı” olarak değerlendiriliyor. Hukukun yerine siyasi hesaplaşmanın yapıldığı, muhalefetin susturulmaya çalışıldığı yönünde eleştiriler dile getiriliyor. Sivil toplum kuruluşları ve hukukçular, bu tür uygulamaların, hukukun devletin temel ilkesi olma özelliğini zedelediğini vurguluyor.

• Operasyonların hedefinde, kamu yararını savunan İBB kadroları yer alıyor.
• Hukuk yerine siyasi talimatların ön plana çıktığı bir durum söz konusu.
• Ailelere kadar uzanan operasyonlar, demokrasi ve hukuk ilkelerini zedeleme potansiyeli taşıyor.
• Yaşanan gelişmeler, “cadı avı” olarak nitelendiriliyor.